top of page



Şema Terapi Hakkında Bilinmesi Gerekenler

 

 

 

 

 

 

Dr. Jeffrey Young tarafından geliştirilmiş olan şema terapi, süregelen problemler ve kişilik sorunları olan bireyler için oluşturulmuş bütüncül bir terapi yaklaşımıdır. Bu bütüncül yaklaşım içinde; Bilişsel Davranışçı Terapi, Kişiler Arası Psikoterapi, Bağlanma Kuramı ve Geştalt Terapi gibi diğer kuram ve teknikler bir araya gelmiştir.

 

Şema Nedir?

 

Doğduğumuz andan itibaren dünyayı tanımlamak ve öğrenmek için bir potansiyele sahibiz. Dünyayı, kendimizi ve diğer insanları tanımlamak bizi pratikleştirir. Yani öğrenmenin ta kendisidir. Öğrenilen ve tanımlanılan bu bilgileri ‘şema’ kavramı ile ifade edebiliriz. Şemalar her şeye dahil geliştirilebilir. Örneğin elinize aldığınız bardağı düşünelim, binlerce çeşit bardak olsa da bardak şemasını bildiğiniz için farklı olsa da onun bardak olduğunu bilip üzerinde uzun uzun düşünmenize gerek kalmayacaktır. Yani şemalar hayatımızı kolaylaştıran, her şeyi yeni baştan öğrenme zahmetinden bizi kurtaran ve belirsizliği azaltan işlevlere sahiptir. Tabi şemalar sadece bardak gibi elle tutulur gözle görülür somut şeyleri ifade etmek için yoktur. Aynı zamanda dostluk, sevgi, başarı, güven gibi soyut kavramların da şemaları vardır. Şema sayesinde ağlamanın üzgünlük ifadesi olduğunu veya sınavda yüksek not aldığımızda başarılı hissedeceğimizi anlarız. Öğrenip geliştirdiğimiz bu şemalar hayatta karşılaştığımız durumları anlayıp analiz etmek konusunda bize rehberlik eder. Bu bağlamda şemaların temel zihinsel yapılarımız olduğunu varsayabiliriz. 

Ancak şemalar her zaman doğru şekilde öğrenilmeyebilir. Yanlış öğrenilen şemalar dolayısıyla hayatı anlamlandırırken sorun yaşanmasına sebep olabilir. Örneğin başarısızlık şeması geliştiren biri sınavda 100 üzerinden 95 aldığında bunu başarısızlık olarak tanımlayabilir. 

 

Şema terapide kullandığımız şema ifadesi aslında ‘Erken Dönem Uyum Bozucu Şemalar’ ı kastetmektedir. Bu uzun ifade yerine kısaca şema diyeceğiz.

 

Şemalar Nasıl Gelişir?

 

1) Temel gereksinimlerin Karşılanmaması

 

Erken dönem çocuklukta bakım verenler tarafından ihtiyaçların karşılanmaması ya da engellenmesidir. Nasıl ki yeterli beslenemeyen bir çocuğun kemikleri gelişmeyip zayıf kalırsa. Sevgi ihtiyacı yeterince karşılanmayan birinin de kendisini bu durumlarda zayıf ve güçsüz hissetmesi mümkündür.

 

 

2) İhtiyaçların aşırı verilmesi

 

Temel gereksinimlerin aşırı verilmesidir. Çocuğun karnını doyurmak gereklidir ancak gereğinden fazla beslemek bir takım sağlık problemlerine sebep olabilir. Bu diğer ihtiyaçlar için de geçerlidir. 

 

3) Darbelenme, kurbanlaştırma ve Kötü Davranım

 

İnsanlardan ya da doğadan kaynaklanan herhangi bir darbe, istismar, travmatik bir deneyim şemaların gelişmesine neden olabilir.

 

4) Model alma, Mizaç ve Kültürel Kodlar

 

Anne baba tutumunu modellemek önemli bir faktör. Örneğin kaygı bozukluğu olan bireylerin ebeveynlerinden en az birinde benzer bir şikayet görmek çok yaygındır. Bunun dışında doğuştan gelen bir takım mizaç özellikleri ve içinde bulunulan toplumun dini, kültürel özellikleri de şemaların gelişmesinde rol oynayabilir.

 

 

Şemaların özellikleri? 

 

  • Çocukluk veya gençlikte ortaya çıkıp yaşam boyu gelişirler.

  • Anılar, duygular, bilişler ve fiziksel duyumlardan oluşurlar.

  • Dirençlidirler, kısa sürede değişmeleri zordur. Ruhsal yapıya derinlemesine kök saldıkları için kendilerini sürdürürler.

  • Yoğun duygular oluşturarak işlevselliği bozabilirler

  • Kişinin kendine veya başkalarına zarar vermesine sebep olabilirler

  • Özgürlüğü, bağ kurmayı ve kendini uygun şekilde ifade etmeyi engelleyebilirler

  • Düşünce, duygu ve davranışlarımızı etkilerler.

  • Olumsuz ve güçlü duyguları tetikleyebilirler.

 

 

 

İhtiyaçlar Modeli Üzerinden Şemaları Anlamak

 

(Maslov İhtiyaçlar Piramidi)

 

Sevgi/Aidiyet: Duygusal Yoksunluk, Duyguları Bastırma, Kusurluluk, Sosyal İzolasyon

 

Saygı/Özerklik: Başarısızlık, Bağımlılık, İç İçelik, Boyun Eğicilik

 

Güven/Adalet: Terk Edilme, Dayanıksızlık, Karamsarlık, Kuşkuculuk, Fedakarlık, Cezalandırıcılık

 

Özgürlük /Sınır: Yüksek Standartlar, Statü Arayıcılık, Yetersiz Özdenetim, Haklılık

 

 

Sevgi/Aidiyet İhtiyacı: Sevilmek, sevmek ve bir gruba ait olma durumlarını kapsayan bir ihtiyaç alanıdır. Bu ihtiyacı uygun şekilde karşılanmış bir kişi sevildiğini, sevilmeye layık olduğunu bilir. İçine girdiği gruplara kendini ait hissedebilir. Çoğunlukla insanlarla iyi geçinir. Her insan gibi kusurlu her insan gibi özel olduğuna inanır. Sevilmek için kusursuz olmaya çabalamaz. 

Sevgi/Aidiyet ihtiyacını almayı engelleyen şemalar aşıda açıklanmıştır. 

 

Duygusal Yoksunluk: Kişinin sevilme ihtiyacının diğerleri tarafından yeterince karşılanmayacağına ilişkin inancıdır. Bu şemaya sahip olan kişi yoğun bir sevgi eksikliği ve yalnızlık hisseder. Kimsenin hayatında özel bir yerinin olmayacağını düşünür.

 

Duygusal Yoksunluk deneyiminin 3 türü bulunmaktadır;

 

Bakım Yoksunluğu; Sıcaklık ve fiziksel sevgiyi içerir.

Empati Yoksunluğu; İlgi, anlaşılma, duyguların kabul edilmesini içerir.

Korunma yoksunluğu; Güç,rehberlik eden ve yönlendiren bir ilişkiyi içerir.

 

Duyguları Bastırma: Aklı duygulardan üstün tutup duyguları, dürtüleri ve doğallığı bastırma biçimidir. Bu şemaya sahip olan kişilerin bastırdığı başlıca durumlar; Öfke, kırılgan duygular, ihtiyaçlardır. Bu bastırmayı yapabilmek için kontrolcülük gelişmiştir.

 

Kusurluluk: Kişi kendini içten içe eksik, yanlış veya kusurlu hisseder. Yoğun bir değersizlik ve diğerlerine karşı kıskançlık hissi görülebilir.

 

Sosyal İzolasyon: Gruplar içinde yoğun bir rahatsızlık hissedilir. Bu şemaya sahip kişi kendisini gruba ait hissedemez. Sanki herkes aynı ve uyumluyken kendisi farklı, garip ve dışarıdadır. 

 

 

Saygı/Özerklik İhtiyacı: Bu ihtiyaç alanında kişi becerileri ve üretkenliği ile toplumdan saygı gördüğünü hisseder. Saygı ihtiyacı uygun şekilde karşılanmış bir kişi yetenek ve başarılarının farkındadır. Öğrenebileceği ve gelişebileceğini bilir. Problemler karşısında çözüm üretebilir. Ayrıca haksızlığa uğradığında uygun şekilde kendisini savunur. Saygı ihtiyacını almayı engelleyen şemalar aşağıdadır.

Başarısızlık: Bu şemada kişi kendisinin diğerleri kadar başarılı ve becerikli olmadığını düşünür. Başarısız olacağına dair beklentisi yüksektir. Ayrıca hali hazırda kazanılmış bir başarıyı sürdürmek konusunda da yoğun baskı hissedilir.

 

Bağımlılık: Başkalarının yardımı olmadan hayatını sürdürememe veya bu durumlarda yoğun bir sıkıntı duymayı içerir. Kişi başkalarından akıl almadan problem çözemeyeceğine, sağlıklı karar veremeyeceğine inanır. Günlük işleri halletmek ve tek başına bir işi başlatmak oldukça zordur. 

 

İç İçelik: Belirli ve önemli insanlara karşı yapışıklık durumudur. Onların desteği olmadan yaşayamayacağı veya mutsuz olacağına dair inanç çok güçlüdür. Bireyselliğin gelişmesinde ciddi bir engeldir. 

 

Boyun Eğicilik: Çatışmadan kaçınma, kendini uygun şekilde savunamama ve rahatsız olduğu durumları ifade edememeyi içeren bir şemadır. Diğerlerinin terk etmesinden veya misillemesinden çekindiği için kontrolü onlara bırakır ve kendini bu şekilde davranmak zorunda hisseder. Boyun eğiciliğin iki tipi;

Ihtiyaçlar: Seçim, karar ve isteklerin ifade edilmemesi.

Duygular: Duyguların, özellikle olumsuz duyguların ifade edilmemesidir.

 

Güven/ Adalet İhtiyacı: Risk ve tehditleri gerçekçi bir şekilde değerlendirip gerekli önlemlerin alındığı bir ihtiyaç alanıdır. Bu ihtiyacı uygun şekilde karşılanmış bir kişi kendini güvende hissedebilir ve hayatın daha eğlenceli kısımlarına odaklanabilir. Diğer insanlarla olan ilişkisinde al-ver dengesi vardır. Güven ihtiyacını almaya engel olan şemalar şu şekildedir.

Terk Edilme: Her ilişkinin bir gün biteceğine olan güçlü bir inanıştır. Romantik ilişkide sürekli olarak partnerin tutarsız davranışlarına odaklanılır. Her şey yolunda giderken bile ilişkinin bitebilmesi çok olası görünür. Küçük ayrılıklara büyük tepkiler gösterebilir ve bu sebeple ilişkiyi çok yapışık yaşayabilirsiniz. Yalnız kalma korkusu vardır.

 

Dayanıksızlık: Bu şemada kişi dünyayı tehlikelerle dolu bir yer olarak algılar ve bu tehlikelere karşı zayıf bir bünyesi olduğuna inanır. Her an tıbbi, finansal, yasal, akli ya da doğal bir tehdit ile karşı karşıya kalma korkusu bulunur.

 

Tıbbi Dayanıksızlık: Dayanıksızlık şemasının tıbbi alt tipinde kişi hastalık korkusu duyar. Çeşitli riskli hastalıkların kendisinde çıkacağını bekler gibi sürekli kendini bedenini dinler/yoklar. Zararsız bedensel belirtileri felaket bir hastalık olarak yorumlar. Kanser çeşitleri, kalp krizi, beyin kanaması, felç, hiç bir doktor tarafından farkedilmeyen ve tedavi için geç kalınmış riskli bir hastalık gibi…

 

Finansal Dayanıksızlık: Kişi tüm parasını kaybedip finansal olarak çok zor duruma düşeceğinden endişe duyar. Bu sebeple de gereğinden fazla tutumlu davranır. 

 

Yasal Dayanıksızlık: Dayanıksızlığın bu alt tipinde kişi, başının yasalarla derde gireceğinden korkar. Bir şeyler ters gidecek ve haksız yere ceza alacaktır. Hatta hapis yatmasına sebep olacaktır diye düşünür. Unutulan bir vergi borcu, tesadüfen bir suç mahalinde bulunmak gibi.

 

Akli Dayanıksızlık: Bu alt tipte akıl sağlığımızı kaybetmekten endişe duyarız. Sanki çok korkarsak ya da çok sıkıntı duyarsak aklımızı kaybedebiliriz gibi gelir. Kişi arada çok ince bir çizgi olduğuna inanır ve bu sebeple çok tetikte olur.

 

Doğal Dayanıksızlık: Dayanıksızlık şemasının bu alt tipinde deprem, gemi, uçak, asansör, kedi gibi doğal durumlara karşı bir tehdit hissedilir. Asansör bozulacak, binilen uçak düşecektir. Kişi bu felaket senaryolarını sürekli zihninde prova ederek yoğun bir kaygı hisseder.

Karamsarlık: Her şeyin en kötüsünü düşünüp hazırlıklı olma halidir. Bu şemaya sahip kişiler iyi bir şey olurken bile bunu kötü bir şeyin izleyeceğine inanırlar. Çok gülersen ağlarsın gibi. 

 

Kuşkuculuk: Diğer insanların niyetlerine güveneneme durumudur kuşkuculuk şeması. Kişi diğerlerinin onu bir şekilde kandıracağı, istismar edeceği ya da aşağılayacağına inanır.

 

Fedakarlık: Diğer insanların ihtiyaçlarının kendi ihtiyaçlarından her zaman önce gelmesidir. Bu şemaya sahipseniz kendiniz için az diğerleri için çok şey yapan büyük bir yardım seversinizdir.

 

Cezalandırıcılık: Her hatanın mutlaka bir bedeli olacağına inanan ve hataları affedemeyen bir şemadır.

 

Özgürlük/Sınır İhtiyacı: Bu ihtiyaç alanı kişinin sabredebilme kapasitesi, rutin olan işleri tolere edebilmesi ve diğer insanlarla ile kendi sınırlarını bilip buna uygun davranabilmesi ile ilgilidir. Özgürlük ihtiyacını engelleyen uyum bozucu şemalar aşağıdaki gibidir.

 

Yüksek Standartlar: Sıradan veya ortalama olma korkusunu yaşadığımız şemadır. “En” olmak, birinci olmak gerekir. Bu da memnun olmamayı ve eleştirelliği arttırır. Her zaman daha iyisini ve daha fazlasını istediğimiz doyumdan uzak yorucu bir hayat yaşarız.

 

Statü Arayıcılık: Diğerlerinin gözündeki değeri (statü) kazanmak için çokça çabalama durumudur. Takdir almak, beğenilmek ihtiyacının çok yüksek olduğu bir durumdur. Başarı, popülerlik, güzel/yakışıklı olmak, sosyal medyada beğeni kazanmak gibi… Diğerlerinin kendisine karşı hep beğeni duyması için çabalamak.

 

Yetersiz Özdenetim: Bu şemayı yaşayan kişinin rutine, zorundalığa, sıkıntıya dayanma sabrı yok denecek kadar azdır. Bu sebeple kişi duygularını ve dürtülerini kontrol etmekte güçlük çeker.

 

Haklılık: Diğerlerinin duyguları ve hatta haklarını umursamadan canımız ne isterse yaptığımız şemadır. Başkalarından üstün olduğumuza ve her şeyi yapma ayrıcalığımız olması gerektiğine inanırız. Önemli olan gücü ve kontrolü elde tutmaktır. 

Şemalara Karşı Uyum Bozucu Başa Çıkma Stratejileri/ Davranışlar

 

Bu bölümde erken dönem uyum bozucu şemalarımızla nasıl başa çıktığımızın cevabını bulacağız. Yani şemalarımız bize ne yaptırıyor veya ne yaptırmıyor? Davranışımız nedir? Şema terapide başa çıkma stratejilerimizi bulmak önemlidir. Çünkü değiştirmemiz gereken davranışları görürüz. Bunun nedeni uyum bozucu başa çıkma stratejilerinin sanki şema ile başa çıkmamızı sağlıyormuş gibi görünse de uzun vadede şemaları besledikleri ve sürdürdükleridir. Bu sebeple kısaca terapi stratejimiz “yaptığını yapma, yapmadığını yap” şeklinde olacaktır. Yukarıdaki şemaları okurken sizde olduğunu düşündüğünüz bir şemayı düşünün. Bu şemanız tetiklendiğinde “Ben ne yapıyorum?” diye kendinize sorun. Burada verdiğimiz cevabı 3 kategori altında inceliyoruz. Bu 3 şema eylemi teslim olmak, kaçınmak ve telafi etmektir.

 

 

1- Şema Teslimi

Şemanın teslimi, kişinin var olan şemasını güçlendirecek biçimde davranmasıdır. Şemasına göre yaşar, çevresindeki insanlarla iletişimi ve bu insanların seçimi bile şemaları doğrultusunda olur. Örneğin kusurluluk şemasına sahip birinin arkadaşları ve çevresindeki insanların çoğunlukla aşağılayan ya da eleştiren kişilerden oluşması şema teslimidir. Yapılan aşağılamalara kusurlu olduğuna inandığı için katlanabilir ve eleştiri aldıkça kusurluluk deneyimi pekişir. Başarısızlık şemasına sahip biri işleri yarım yamalak ve gelişigüzel yapar. Bu şema teslimidir. Kişi nasılsa başarısız olacağına inandığı için işleri yarım yapar. İşleri yarım yaptığı için de başarısız olur. Stratejiler şemaları güçlendirir.

 

 

2- Şema Kaçınması

Şema ile ilgili durumlardan kaçınmak için kişinin davranışsal olarak uzak durmasıdır. Örneğin kusurluluk şemasında kişi kusurlu ve eksik olduğuna inandığı için gerçek düşünce ve duygularını saklamaktadır. Başarısızlık şemasında da kişi başarısız olacağına dair beklentisi sebebiyle işleri erteler bu stratejiler de şemayı pekiştirir. 

Başlıca şema kaçınma tepkileri Psikosomatizm, Sıkıntıyı Yok saymak,Üzüntüyü Yok saymak, Sosyal Çekilme, Matıksallık, Anıları Bastırmak, Kendini Avutmak, Çocukluk Dönemini İdealleştirmek, Öfkeyi Bastırmak, Madde Kullanımı ve İş Koliklik olarak tanımlanır.

 

 

3- Şema Telafisi

Şema telafisi aslında şemaya karşı çıkmak ve tam tersi şekilde davranmaktır. Erken dönemde çocuğun çevresine karşı geliştirdiği uyumlu bir tepki olsa da yetişkinlikte ve sağlıklı ortamlarda telafi edici davranışlar aşırı ve işlev dışı olur. Kişi iyi niyetle olumsuz sonuçlar alabilir. Bu da diğer stratejiler gibi şemayı güçlendirir ve sürdürür. Örneğin kusurluluk şemasında kişi mükemmeli oynayarak diğerlerini eleştirip dışlayabilir. Bu da zamanla çevreden olumsuz tepkiler almasına ve kusurluluğun pekişmesine neden olur. Başarısızlık şemasının telafisinde kişi durmaksızın çalışarak kendini zorlar. Ancak bu sürdürülebilir olmadığı için tükenmişliğe sebep olur ve işler kontrolden çıkar. Başlıca şema telafi tepkileri onay düşkünlüğü, asilik, aşırı titizlik, aşırı bağımsızlık, dikbaşlılık, mesafelilik, bencillik, saldırganlık, tepkililik, iyimserlik ve baskınlıktır.

 

 

 

Şema Terapide Modlar 

 

Şema terapideki önemli kavramlardan biri de mod modelidir. Mod, belirli durumlarda baskın olan duygudurum, şema ve başa çıkma biçimlerimizden oluşan yanlarımız veya taraflarımızdır. Bir yanımız sigarayı bırakmak isterken diğer yanımız ondan vazgeçemez. İşte bu iki farklı modumuzun çatışmasıdır. Peki hangisi kazanır? Bunu kontrol edebilmek modlarımızı tanımak ve üzerinde çalışmaktan geçiyor. 

Hepimizin içinde başlıca bulunan 4 temel mod çeşidi vardır. Bunlar; Çocuk modlarımız, ebeveyn modlarımız, uyum bozucu başa çıkma modlarımız ve sağlıklı yetişkin modumuzdur. Terapide sıkça baskın olan modlarımızı ve modlar arasındaki geçiş tutumumuzu çalışmaktayız. Ayrıca sağlıklı yetişkin ve mutlu çocuk modumuzu güçlendirmek en önemli hedeflerimizdendir. 

 

Şimdi modlara biraz daha yakından bakalım.

 

1- Çocuk Modları

 

İncinmiş Çocuk Modu

Bu moddayken tıpkı incimiş bir çocuk gibi yalnız, çaresiz, üzgün, sevilmemiş, terk edilmiş veya ihmal edilmiş hissederiz. 

 

Kızgın/ Öfkeli Çocuk Modu

Öfkeli, engellenmiş, ihtiyaçları karşılanmamış ve görülmemiş bir çocuk gibi kızgın hissederiz. 

 

Dürtüsel/ Disiplinsiz Çocuk Modu

Canının istediği her şeyi yapan, kendini kontrol edemeyen bir çocuk modudur. Düşünmeden hareket eder. 

 

Mutlu Çocuk Modu

Tüm ihtiyaçlarımızın giderildiği, kendimizi doğal, sevilen, değerli, evrenle bir bütün gibi ve neşeli hissettiğimiz bir çocuk modudur. 

 

 

2- Uyum Bozucu Ebeveyn Modları

 

Burada ifade edilen “uyum bozucu” ifadesi yardımcı olmayan veya zarar veren anlamına gelmektedir. 

 

Beklentili Ebeveyn Modu

Sürekli olarak en iyisini yapmamızı söyleyen eleştirel ve memnuniyetsiz bir ebeveyn yanımızdır. Ona göre en iyisini, en başarılı, en iyi olmalıyız. Bu modda kişi yoğun bir baskı hisseder.

 

Cezalandırıcı Ebeveyn Modu

Hatalara karşı tetikte olan, kişiyi anında cezalandıran, aşağılayan bir yandır. Değersizleştiren ve kendisinden nefret etmesine sebep olan içsel konuşmaları izler. 

 

3- Uyum Bozucu Başa Çıkma Modları

 

Söz Dinleyen/ Uyumlu Teslimci Mod

Kontrolü diğerlerine bırakan, kendini savunamayan, rahatsız olduğu durumları ifade edemeyen bir moddur. Çatışmadan kaçınmak için çabalar.

 

Kopuk Korungan ve Kopuk Avungan Mod

Kendi içine kapanan, insanlardan uzak duran bir moddur. Kendini duygusuz ve boşlukta hisseder. Avungan modda buna yemek, dizi izlemek, oyun oynamak gibi iyi gelen etkinliklerin aşırı yapılması eklenir.

 

Aşırı Telafi Modları (Büyüklenmeci Mod ve Zorba Mod)

Kendini beğenmişlik, diğerlerine karşı üstünlük kurmayla karakterize bir moddur. 

 

 

4- Sağlıklı Yetişkin Modu

 

Benliğimizin işlevsel ve becerikli olan yanıdır. Öğrenebilir, kendini geliştirebilir. Duygu ve düşüncelerini uygun şekilde ifade eder.

 

 

Şemalar nasıl değişir? Terapi süreci nasıl olur?

 

Terapinin amacı kişinin uyumlu davranışlarla temel ihtiyaçlarına (Sevgi, Saygı, Güven, Sınırlar)  uygun şekilde ulaşmasını sağlamaktır. Terapiye başlayan kişi öncelikle değerlendirilir. Ardından yukarıda bahsedilen şemaları, başa çıkma stilleri ve modları konusunda eğitilir. Hedefler belirlenir ve değişim/ müdahale aşamasına geçilir. 

 

Değişim aşamasında kullanılan 4 temel teknik bulunmaktadır. Bunlar;

 

1- Bilişsel teknik: Kişinin daha sağlıklı ve gerçekçi düşünmesi için bilişsel yeniden yapılandırma çalışılır. 

 

2- Yaşantısal teknik: Erken dönemde oluşan yaraların acısı ve öfkesi terapi seansı içinde yeniden işlenir. 

 

3- Davranışsal teknik: Problemli davranış kalıplarını yıkmak ve yeni sağlıklı davranışları geliştirip öğrenmek hedeftir.

 

4- Terapi ilişkisi: Empatik tutum, koşulsuz kabul ve içtenlik ile limitli şekilde kişinin karşılanmamış ihtiyaçları üzerinden terapistin yeniden ebeveynlik yapması. Gerektiğinde kurulan bu ilişki ve bağ üzerinden terapistin kişiyi şemaları ile uygun şekilde yüzleştirmesini kapsar.

 

 

 

Başak Baykal

Klinik Psikolog/ Psikoterapist

 

 

 

 

 

 

 

 

Kaynaklar:

 

Hayatı Yeniden Keşfedin, Jeffrey E. Young, Janet S. Klosko

Hepsini İstiyorum Hemen İstiyorum, H. Alp Karaosmanoğlu

Mindfulness ve Şema Terapi, Michiel Van Vreeswijk, Jenny Broersen, Ger Schurink

Mod Terapisi, Gitta Jacob, Hannie van Genderen, Laura Seebauer

Şema Terapi Ayırıcı Özellikler, Eskhol Rafaeli, David P. Bernstein, Jeffrey E. Young

 

IMG_0847.jpg
bottom of page